Ben az paralı yatırımcıyım, anladığım tek şey ekonomiden anlamadığımdır diyorsanız geriye tek alternatifiniz kalıyor ki o da matematikten anlamak.Eğer matematik sizin için hala lisede gösterildiği yerde duran bir heyula ise işiniz gerçekten zor.Matematikten anlamak ise bir sonraki yazım olacak.
Az parası olmak ayıp değildir.Ayıp olan o az parayı bir şekilde değerlendirmemeye çalışmaktır.Para değerlendirmek bir alışkanlıktır.Değerlendirelemeyen para ekonomiye kazandırılamaz ve muhakkak ki enflasyonun karşısında yenik düşer.
İlk yapmanız gereken şudur,paranızı karşınıza koyup düşünmek.Kendinize şu soruyu soracaksınız.Ben bu parayla ne yapmaya çalışıyorum?Amacım ne?Parayı ne kadar yapınca o parayla ne yapacağım?Bu paranın üzerine ayda kaç para koyabilirim ve bu koyduğum paralardan yılda ne kadar kazanabilirim?
Yapmamanız gereken şey de kesinlikle şudur.Belli bir faizle borç alarak kesinlikle yatırım yapılmaz,yani başkasının parasıyla kesinlikle kumar oynanmaz.Birisi size 'gel sana borç vereyim' diyorsa bilin ki sizden bir menfaati vardır.
İlk olarak kendinize bir internet bankacılığı edinin.O çok güvensiz dediğinizi duyar gibi oluyorum.Hesaplanmamıştır ama bu benim tahminimdir ki internet bankacılığındaki risk parayla şubeye gitmenizdeki riskten katlarca daha düşüktür.Bunun size şu faydaları olacaktır.
1-Her işlem için bankaya,ATM'ye,telefona ulaşmaktan daha masrafsızdır.
2-Komisyon oranları daha düşüktür.
3-Paranızın azlığı kendi kafanızda sorun yaratmaz.
4-Hangi enstrumanla kaç paranızla ne kazanabileceğinizi usanmadan defalarca söyler.
5-Etki altında kalmazsınız.(Bankada size edilen her tavsiyenin altında muhakkak surette banka ve/veya bankacının menfaatleri gizlenmiştir.Sizi gerek para sayma makinesinin ipnotize edici sesiyle,gerek bankadaki ortamın başdöndürücülüğüyle,gerekse bankacının prezantabl özellikleriyle (kelimeleri kullanma,giyim ve alımlılık) etki altında kalırsınız.Düşününüz ki hesap kapatmaya veya kart iptaline gidip te bunu başaramadığınız olmuştur.Ne yaptığınızı ancak bankadan çıkıp eve geldiğinizde farketmişsinizdir)
Evet şimdi ne yapmalıyım.İlk kural paranız açıkta kalmamalı.Enflasyon bir gün dahi paranızı ısırmamalı.Öncelikle paranızın size ne kadar bir süre lazım olmayacağını düşünüp ona göre bir argüman tercih etmelisiniz.Bunu düşünürken bile yatırım aracınızı seçene kadar paranızı günlük gibi kısa vadeli enstrumanlarda değerlendirebilirsiniz.Günlük enstumanların getirileri her ne kadar düşük olsada size yaptırımı konusunda bir örnek vereyim.Aldığınız maaş doğal olarak bankaya yatıyor.Şu sıralar likit fon getirileri aylık %1.2 düzeylerinde ve paranızı ay boyunca eşit ağırlıklı olarak harcadığınızı varsayarsak paranızı sürekli likit fonda tutacak olursanız bir yıl sonunda birikmiş olan paranız bir maaşınızın yaklaşık %65 ine tekabül ediyor.Bu düzen içerisinde enflasyon ve maaş zammını ihmal ederek 10 yıllık bir hesap yaparsak 12.5 maaştan fazla bir birikim yapmış oluruz.Biz buna ekonomide azmin gücü diyoruz.
Yani yapılması gereken ilk şey parayı açıkta bırakmamak,daha doğrusu ne cebimizde tutup getirisine engel olmak,ne de bankada tutup geliri bankaya bağışlamamaktır.
Bir yatırımcının karşısına çıkan yatırım araçlarının neler olduğunu ve bunlardan nasıl gelir elde edildiğini öğrenin.Kabaca bir internet bankacılığında karşınıza çıkacak yatırım ürünleri repo,vadeli mevduat,tahvil-bono,döviz,yatırım fonları,altın,İMKB ve VOB tan ibarettir.Yatırım araçları hakkında öğrenmemiz gereken şeyler şunlardır.
1-Bir yatırım aracı paramızı hangi mekanizmayla değerlendirir.
2-Banka aracılığıyla yatırım aracını kullandığımda banka benden ne kadar para alır.
3-Bu yatırım aracından gelir elde ettiğimde devlet bana ne kadar vergi tahakkuk ettirir.
Bunlar ana kurallar.Yatırım araçlarını tek te kanlatan bir yazı yazmayı düşünüyorum.Bunu da bankacı terimleri kullanmadan arısal bir dille ifade etmem gerekiyor.Ama bundan daha önce aklımıza yerleşmesi gereken bir şey var.Matematik.Bundan sonraki yazım matematiksel çoklukları anlamanıza yardımcı olmakla ilgili olacak.
0 yorum:
Yorum Gönder