Yıldırımtürk, bütün bu gelişmelerden en çok altının etkileneceğini dile getirerek, 2014
yılı mart ayı sonunda, parasal sıkılaştırmaya başlanması halinde "altın
fiyatları düşebilir, biz şimdiden açık altın pozisyonu oluşturalım,
açığa satalım" gibi pozisyonlar olabildiğini ancak işsizlik
başvuruları gibi istihdamın göstergesi olan aylık veriler olumsuz
geldiğinde pozisyonların kapatıldığını ve altın düşecek derken tam
tersine yükselişe geçtiğini anlattı.
Bu seyrin aşağı yukarı eylül ayından bu yana devam ettiğini vurgulayan Yıldırımtürk, şöyle devam etti:
"Çok
kaygan bir zeminde çok dalgalı bir seyir izledik. Bundan böyle eğer
mart ayına kadar böyle bir süreç yaşarsak, altın 2014'ün ilk çeyreğinde
de bu dalgalı seyrini sürdürecek. Ancak bu arada 18 Aralık'ta veya Ocak
ayındaki toplantı sonrasında takvim açıklandığında, ilk etapta sinyali
bile gelmiş olsa altın fiyatları bir anda 1.200 doların aşağısına,
1.100 dolara kadar inebilir. Bundan böyle altında 1.250 dolarla 1.200
dolar arasında bir dalgalı seyir devam edecek diye düşünüyorum. Tabii
içerde de yansımaları olabilir. Özellikle Dolar/TL'den kaynaklanan fiyat
belirlemesi oluyor. Burada da TCMB'nin uyguladığı para politikası
önemli. İlk etapta altının onsu 1.070-1.050 dolar, daha sonra da 1000
dolara kadar gerileyebilir. Ben 2014 yılı için altının onsu 1.250
dolardan 1000 dolarlara kadar gerileyebileceğini düşünüyorum."
Altındaki
düşüşünün en büyük sebebinin Amerikalı büyük fonların ellerinde yüklü
miktarda altın olmasından kaynaklandığını belirten Yıldırımtürk, "Bu
yıl doların 2 TL olmasına kimse ihtimal vermiyordu. Dolayısıyla
önümüzdeki dönemde de dövizde aşırı talep olur da TCMB değişik
enstrümanlarla bunları önlemeye çalıştığı halde başarılı olamazsa,
dolardaki yükseliş altının iç piyasa fiyatının daha sınırlı
gerilemesinde etkili olabilir. Benim düşüncem altının en az 2 yıl 65-75 TL aralığında seyretmesi yönünde" ifadelerini kullandı.
0 yorum:
Yorum Gönder